Dünyamda yapacak çok iş var. Beni bunlardan mahrum edecek kişi oldukça cesur olmalı. Bir gün gelir de başka işlerle uğraşmak zorunda kalırsam hayata verdiğim değeri sorgularım. Dğer aynı kalır ama “kimin” olduğu önem taşımaya başlar.
Mesela profil resmimdeki pis herif bugün damda bir kızı sıkıştırıyordu. Mandalla vurarak kedi nüfus kontrolüne katkım oldu.
Bahçede yaptığım kedi motelini ziyaret ettim. Birkaç gündür ağlayıp duran bir kedi var. Motor bozulmuş, perişan. İştah sıfır. Yarın tedarikli gelir yakalarım diye bıraktım. Sigara almaya gittim.
Yolda önüme çıktı. Miyav dedi. Veteriner 2 adım ötede. Kendi ayağıyla gelmiş. Eğildim kulağına “Kaderimden kaçmaya çalışmıyorum. Sadece ertelemiştim. Kader, benim seçtiğim yoldur. O yolun bir yerinde sen de varsın.” dedim.
Gidip yaş mama aldım. İştahı olmadığı için yemedi ama kokusu sayesinde veterinerin kapısına kadar beni izledi. Dükkan kalabalık olduğu için fark edilmedim. Sonunda yakalayıp içeri daldım. Finali anlatayım. Kedi sepette, çalışan arkadaşlar da raflardan dökülen onlarca ıvır zıvırı topluyor. Bende 3 tane tırmık yarası. Bir de acaba çok korktu mu telaşı…
Ateşi vardı. Birkaç gün misafir edecekler. Yılbaşı piyangosu oldum kerataya. Mecburen ödeyeceğim. Canı sağ olsun.
Dünyada yapılması gereken çok iş var. Diğerlerine göre bunlardan ciddi konular varmış. Yaşamdan, yaşatmaktan daha ciddi mi diye merak ediyorum.
Kavga çıksa ben en fazla şiir alırım dilime. Bir de yumruklarımı sıkarım kızgınlıkla, geç kaldığım için birkaç satır yazmaya. Kadere inanırım. Kader benim çizdiğim yoldur. O yolda bir gün seninle de karşılaşabilirim. Tabi eğer bir yaşamı kucaklayacaksan benimle birlikte.
Yaşama benim gibi değer vermiyorsan, beni affet.