Bir yılbaşı gecesi Noel Baba’nın yolu Nasreddin Hoca’nın evine denk gelir. Cumburlop bacadan aşağı düşer. Ortalık is toz içindedir.
Yataktan fırlayan Nasreddin Hoca;
– Naaptın muhterem! Yatağı yorganı ise buladın! Adam gibi kapıdan gelsene! diye çıkışır.
NB- Hocam bizim olayımız bu. Bacadan girmem gerek. Dengemi kaybettim kusura bakma. “Düşmeseydim inecektim.” der.
NH- Muhterem güzel dedin. İzninle bunu paylaşıyorum.
NB- Lafı mı olur. Sen de kusura bakma yorganı mahvettim. Seneye yenisini getiririm.
NH- Olsun. Sen ben ayrı gayrımız mı var. Unut yorganı. Yorgan gitti kavga bitti.
NB- Ho ho ho! Hocam ben de bunu paylaşıyorum izninle.
Hoca Nasredin hiç durur mu:
NH- Yahu muhterem gel madem aklıma bir kazan esprisi geldi. Dur anlatayım.
NB- Hocam daha uğrayacağım çok yer var. Eyletme beni de gideyim, kar da başladı.
NH- Başlasın ya. İstanbul’un karından ne olacak? Tutmaz nasılsa.
NB- Ya tutarsa?
…
Hoca Nasreddin yattığı yerden hafifçe doğrulur. Gözlerini kısarak, karşısında dikilen kırmızı pantolonlu şişkoyu aşağıdan yukarı doğru yavaşça süzer.
NH- Noel… sen demin ne güzel ho ho hooo diyordun ya…
NB- Evet?
NH- Bir tek onu de başka şey deme. Hadi güle güle.