=== CİDDİ KONU 1 ===
İkna çabaları..
– 7 milyon avro? O paraya hayatta oynamam Barselona’da..
– 7 milyon TL değil, avro. 3 le çarp üç yedi yirmibir milyon TL! Eski para 21 trilyon. Oynamam mı diyorsun?
– O paraya idmana çıkmam hocam!
– Yapma gözünü seveyim, 3 milyon yuro?
– Gider belediyesporda oynarım! Barselona.. 7 milyon avro.. peh!
– Hocam Barselona dünyanın en iyi takımı! Oynamak için üste para veren var? Aklın mı gitti senin? Hem zevkini çıkar hem para kazan. Ateşin mi var senin?
– Asla oynamam. En kötü ihtimalle Barselonadan gelen 7 mlyonu geri çevirdi tekliflere açık dedirtirim. İşine gelirse..
..
– Tuncay! Gel hele..
– Çayımı içim geliyorum.
Buyur abi?
– Mehmet Abinin portakal bahçesi temizlenecek. İşin var mı senin? Orda bişi konuşuyordunuz, iş mi var?
– Yok abi uygunum. Barselona Arda’ya 7 milyon avro veriyormuş yıllık. Ben olsam oynamam abi o paraya..
– E sadece o paraya oynamıyordur ki zaten. Gol ikramiyesi, kupa ikramiyesi, ev, araba filan da vardır.
Neyse sittiret. Geliyon mu sabahtan? Yevmiye 20 lira.
– Sabah inerim bahçeye abi.
– Oğlum ne fısıldıyorsun? Duyamadım gelcen mi gelmicen mi?
– Gelcem abi, çay dokandı sesim kısıldı biraz. Güle güle abi yarın görüşürüz.
..
5 dakika sonra..
– Survivor yarışmacıları haftada 10-15 bin alıyormuş diyorlar?
– Yok abi haftada 15 bine açlık filan çekmem ben. Taşı toprağı yerim. Düz 25 bin olsa düşünülür. 1 ay kalsam 100 kaat. 2 ay kalsam 200.. Ev almaz ama bi araba çekerim.
– Tuncay..
– 20 bin mantıklı aslında. Tekrar düşündüm de 20 güzel rakam.
=== CİDDİ KONU 2 ===
– Özellikle Afrika ülkeleri dikkatimizden kaçıyor. Sudan, Mali, Fildişi kıyısı.. Nerde ne oluyor bilmiyoruz.
– Evet yani. Dünya eskisi gibi küçük değil artık. Mevcut konjonktür derken bunu yalnızca lokal olarak algılamamalıyız. Konjonktür artık küresel mana taşıyor.
– Bu Fırtına Öbüsleri yeterli değil bence..
– Hayırdır? Vuruyor.. darmadağın ediyor?
– Menzili yetersiz bence. Şöyle 10 km daha uzağa atması lazım. Hızı da artırılabilir.
– 15 saniyede 8 atıyor? Bak bak saate bak..
– Daha iyi olabilir.. Karşında nükleer füzeler var! Biz daha topun saniyede kaç attığını tartışıyoruz!
– Nükleer savaş çıkmaz artık. Ülkeler arasındaki nükleer tehdit doyuma ulaştı. Artık herkes birbirinin elini gördü. Sonunun ne olacağını biliyorlar.
– Doyuma ulaştı ne demek?
– Nükleer silah sahibi hiç kimse o silahı kullanamaz artık. Birinde olsaydı tehdit olurdu. Artık kaç ülkede var. Biri düğmeye bassa diğerleri de basacak. Dünya filan kalmaz ortada. Hepsi biliyor. Bitti nükleer tehdidi diye bir şey yok artık.
– O zaman Fırtına Öbüsü gibi konvansiyonel silahların önemi de artıyor. Mutlaka güçlendirmek geliştirmek lazım.
– Al geliştir aq! 2 saattir kafamı sittiniz.
– Haldun Abi sakin..
– “- Haldun Abi okeye 4. lazım. – Olmaz yengen kızıyor. – Biz idare ederiz abi, merak etme.” Haldun Abinizi getirin oyun oynıcaz diye uln kaveyi Birleşmiş Milletler konseyi’ne çevirdiniz. Çağırmayın lan bi daha!
Sen! Sen, sen.. de bakim fırtına obüsüne ne yapacaktın?
– Abi en az 10 km daha uzatmak lazım menzilini..
– Kim yapacak?
– Haldun Abi kimin yaptığı ö..
– ÖNEMLİ! Sen yapacaksın! Git lan şimdi Aselsan’a başvur menzili uzatacam de bakim. Kalk lan ayağa! Kalk lan!!
– Abi boş yere sinir yapıyorsun..
– Hşş.. bu masadan çok ses çıkıyor beyler!
– Mehmet.. oğlum ne bandozladın adamı çıldırttın be..
– Ben! bandoz.. bandoz filan değil! lan dırdırınızdan aklımı oyuna veremedim.. Mustafa! Mustafa hesabı getir gidiyorum lan ben bi daha çağırmayın..
– Tamam sen git hesap yok tamam. Git hava al azcık..
– Lanet olsun size be!..
…
– Haldun Abi hesabı bize taktı gene. Tahsin sen ödeyecen.. al sana 10 km menzil
Az uzaktan Haldun Abi’nin sesi;
– Dedikodu yapmayın lan!
NOT: Her iki olay da gerçektir. Birbirinden 700 km uzaklıktaki 2 kahvehanede yaşanmıştır. Sonuçta 700 km de olsa hepsi bizim memleket, bizim insan. Açıklamaya hacet var mı?
NOT: Tuncay; işsizlik ve parasızlıktan hesabını şaşırmış genç bir kardeşimizdir. Ağzında paketine 6 TL verdiği sigarayı tüttürürken ekmeğe gelen 25 kuruşluk zam için fırıncıyla dalaşmışlığı vardır. Kahveye uğrayan simitçiyle, kahveciyle fiyat yüzünden anlaşmazlıkları da olmuştur. Lakin yerde 50 lira görse saatlerce sahibini arar, sahibini bulamazsa haram yememek için gider garibanın birine verir.
Haldun Abi; 35 yılda zar zor emekliliğine kavuşmuş bir aibimizdir. Ne işten emekli olduğunu bilen yoktur. Hayat şartlarının zorluğu ve emekli maaşının düşüklüğü nedeniyle kahve gibi alışkanlıkları pek yoktur. Olur da yolu kahveye düşerse hesap ödemişliği de yoktur. Haldun, tek düze yaşamaktan iş deyince memurluk, yaşam deyince emeklilik olarak algılamaktadır.