
Yaşamı sadece gerçeklerle yaşamak bence doğru değil. Sistemin, üstünüze “gerçek yalanlarla”, gerçek vahşetiyle geldiğini ve “güzel” olan gerçeklerin sayıca az olduğunu görmüyor musunuz? Bu yüzden, gerçekliği yadsımadan kendime kurduğum bir başka dünyada yaşıyorum ben. Şiddetin, yalanın, talihsizliklerin ve korkaklıkların farkında olduğum bir gerçeklikte, kendime mola verip oyunlar oynuyorum. Bu, bana yaşamak için yeteri kadar akıl sağlığı ve öngörü veriyor inancındayım.
Bunu elde etmek kolay olmadı. Çoğu kez, hatta hep ciddiyetsizlikle suçlandım insanlar tarafından. Sanki onlar benden, az önce bir yangın izlemişim gibi ciddi olmamı istediler. Ben ise inatla, en ciddi konuların ortasında bile –ki hiç bir zaman saygısızlık ettiğimi düşünmüyorum– gerçekliğin boğucu bir hale gelmemesi için, bazı anlarda konuları dağıttım binlerce kez. Ne var ki ben, tamamiyle ciddi olduğum ve bunu yapmadığım zaman –her şeyi biraz fazla derin yaşadığımdan olsa gerek– ciddiyetimden korktular.
Gerçekten de sürekli ciddi olmamı istemezsiniz.
Gözünüzün önünde siz fark etmeden, hatta konuşma hiç ara dahi vermeden, kendi dünyama kaçıp geldiğim olur. Siz anlatmadan gözlerinizden acınızı, sevincinizi anlayabilirim. Hak verirsiniz ki bu yüzden kendimi korumam ve böyle kaçamaklar yapmam gerek. Çocukluk olarak görüyorlar bunu. “Biraz büyü” lafı en çok duyduğum sözdür. Büyürsem dünya çok farklı bir yer olur. En azından benim için.
Herkes gibi, adı “kalabalık” ancak aslı “yalnızlık” olan bir gerçeklik batağına içine çıkamazcasına girmek, üstelik kendimle böyle çok iyi anlaşırken yaradılışıma sırt çevirmek doğru olur mu? Yapsaydım şöyle olurdu..
Büyüttün beni istediğin ve sana izin verdiğim gibi
Gerçeğin sana verdiği acıyı ve çaresizliği görmemi istedin
İçimdeki çocuk dünyam uygun değildi bu dünyaya
Ölümü görmeli ve çaresizliği hissetmelisin dedin
Oysa bildiğim şeylerdi, yalnızca anlamı farklı bende hepsinin
Sonra gittin kendi kararınla
Çocuktum, büyüttün
Senden bir şeyler kattın dünyama
ve gittin.