Doğduğum ülke mi?
Nasıl tarif etsem size..
Sanırım 20 yıl kadar önceydi. Ailecek arabayla geziyoruz.
Trakya’da bir yerdeyiz. Ben bulurum deyip, adres sormadığım için kaybolduk doğal bir şekilde..
Bir ilçeye girdik, çıkamıyoruz. Hangi ilçe olduğunu o zaman da öğrenememiştik.
Sonunda, havanın kararmasına yakın bir saatte pes ettim. İlerde minibüsler gördüm. Yolu en iyi onlar tarif eder diyerek bir tanesine yanaştım. Camı açtım ve sordum:
– Selamunaleyküm kaptan. İstanbul’a gideceğiz. Yolu bi göster sana zahmet.
– …..
– Kaptan hayırlı işler. İstanbul? Hangi yol?
– …..
İletişim kurmak için biraz daha anlaşılır olmayı denedim.
– REİS! İSTANBUL NE TARAFTA KALDI?
…
Öncesinde yolcuların “ne olur ben tarif edeyim” diye çırpındığını sanıyordum. Ya da bu herif bizi kaçırıyor, bizi kurtar diyor da olabilirlerdi. Meğerse içerdeki hareketliliğin nedeni farklıymış.
Yolculardan biri şörförün camdan kafasını uzattı.
– Kaptan konuşamaz birader. Sen bu yolu dümdüz git, ilerde tabelaları görürsün!
Şöför dilsizmiş!
– Sıkıntı yok! Teşekkür ederim!. Ben de bahtsızım! İyi akşamlar!!
Doğduğum ülke mi? Nasıl tarif etsem size?
Hayatı akışına bıraktığınızda öyle güzel bir yer ki..