Çeşitli nedenlerle yazmaktan uzak kaldım. Asrın kentsel dönüşüm hikayesi figürlerinden biri olmaktan hala kurtulamadım. Ama asıl sorun bu değil.
Mouse kullanmak yüzünden oluşan sağ bileğimdeki hasar beni mahvetti. Yaz boyunca ben de oturup, bu küresel ekonomik çöküşte nasıl olup da ben hariç herkesin aylarca tatil yapabildiğini araştırdım.
Şehir bana emanet gibiydi. Sakin bir ortamda çalışmalarımı tamamladım.
Tek olasılık vardı!
Birisi ben hariç herkese para dağıtmıştı! Şimdi bunun üzerinde çalışıyorum. O kişiyi belirlediğimde, parmaklarını kapıya kıstırıp kırbaçlamak aklımın ucundan bile geçmiyor. Bunu öylesine yazdım..
Neyse.. Asrın kentsel dönüşümünde bugün:
Müteahhit aradı. Konuştuk.
Telefonu kapadığımda kendimi, üstümde yarısı giyilmiş bi t-shirt ve elimde sıcak kahve ile buldum. Manzarayı daha fazla irdelemedim.
Yan binadan komşuyla göz göze gelince dekoltemi fark ettim.
Umursamaz, cool bir tavırla kahvemden bir yudum aldığımda da kahvenin kaynar olduğunu fark ettim.
Sağ gözüm kan çanağına döndü.
Bozuntuya vermedim. Sağlam tek gözümle yan binaya doğru, artistik bir bakış attım.
Youtube’da “gelme lan üstüme hayat fena yaparım!” diye bir şarkı çalıyordu. Sanırım kulakta da hasar var.
Şu geçen geyik inşallah halüsünasyondur. Yoksa eve sçar batırır şimdi.
Üfff…