Köyün ergegleri kahvede diyarın ekonomik, siyasal, bilimsel ve de toplumsal sorunları üzerine kuramsal tartışmalar yaparken, kadınlar da tarlada çalışmaktadırlar. Siz öyle zannedin. Kafası çalışan kadın bu tembelliğe isyan etmez mi? Etmiş de bizim yengeler, bacılar dere kenarına kurdukları Open Office’te forex yaparak para kazanıyorlar bile.
O sırada köyde, bir genç kız çamaşır yıkamış bahçede ipe dizmektedir..
Kimsenin farkında olmadığı tek bir göz köyü uzaktan dikizlemektedir. Yabancı, diğer gözünü açtığında 2 göz olur, ışıldayarak bahçede çamaşır asan kıza doğru bakarlar. Kıza göz koyan yabancı adam, kısa boyu sayesinde fark edilmeden bahçeye girer. Çarşafların, atletlerin arkasındadır. Diğer tarafa geçmek üzere eğilir ve tam da sütyenin asılı olduğu noktadan kafayı diğer tarafa uzatır. Yerde, kafasında sütyenle kendine bakan adamı gören saf kız “Aa! Tavşan?” der.
Paçayı ele veren kısa boylu yabancı bozuntuya vermeden;
– Ee, merhaba güzel kız ben tavşanım. Nasılsın iyi misin? Evde kimse var mı? Öğrenci misin, çalışıyor musun?
– Merhaba tavşan! Ayy çok şirinmiş yaa… Evde kimse yok, bide ev kızıyım ben, çalışmıyorum.. Ay çok şekersin!
– Aa! Yalnızsın demek.. Ben de geziyordum. Buralarada harika bir yer varmış, yatırım amaçlı arsa bakıyordum. İşin bittiyse beraber takılalım mı? Ah! Daha adını bile bilmiyorum..
– İsmim Als! Tabi kide gelirim. Ayy, iş biter mi hiç. Sonra devam ederim yaa.
Maalesef kendini tavşan olarak tanıtmak zorunda kalan çok kısa boylu yabancı, artık tekrar etmeyelim kafasındakiyle, kızı da alarak yola çıkar. Als, harika bir yere gittiğini sanmaktadır…
Yok.. Bu dangozun kötü emellerine uyup böyle devam edemeyiz. İmkan varken, değiştirelim. Bakalım kötü gidişi ne değiştirebilir?
…
O tembel ergeg dolu köyde bir adam daha yaşarmış. Ailesine bağlı, biricik kızını da eşini de çok seven bir adam. Kendisi çalışır – çoğu zaman işsiz kalsa da – ailesini geçindirmeye çalışırmış. Karısı ise, çektiği zorluklara rağmen ona hep gülümsermiş. Aile olmanın, önce mahalle, sonra köy, sonra da koca bir toplum olabilmek için en önemli şey olduğunu bilirlermiş.
İşte o gün, ihtiyaç kalmadı diye işinden çıkarılan adam, erkenden evine döner. Kısa boylu yabancının dikizlediği evine gelen adam eşi ve kızını da alarak “Bugün iş yoktu hadi hep beraber dolaşalım” diyerek ailesini de alarak dolaşmaya çıkar. Gittikleri yer neresi olursa olsun birliktelerdir. İyi günde ve kötü günde. Ailece harikalar diyarındadırlar onlar.
..
Ha, evet o pis herif var ya.. O atak şahıs pis amacına ulaşamayınca yoluna devam eder. Ormanda, Mutlu adında tek başına yaşayan bir cücenin evine gelir. Mutlu O’na, diğerlerine de yapacağı gibi kucak açar. Kötü niyetle yola çıkan bizimki “Ulan ava gidip avlanmayalım?” diye çekinir. Adı Çekingen olur. Ama yok, yok başına pis işler gelmez. O evi kuran zaten Mutlu’dur. Çekirdek aile sayılmazlar ama onlar da bir aile olurlar. Çekingen de sonunda çekingen ama mutlu biri olur..
Bir daha da ulan filan demez, eskiden eşeklik etmiş ama artık doğru yol bulmuştur .. Karşınızdakinin saflığı veya çaresizliği, sizin bunu değerlendirmeniz için sunulmuş bir fırsat değildir. Kenara çekilip iyiliğe yol verebilirsiniz.