
– Hoş geldin.
– Ho-ho-hooş buldum sağol. Ti-ti titriyorum biraz.. Kork.. kokoko..
– Korkuyorsun. Geçer birazdan, fazla sürmez. Sohbet edelim açılırsın. Düşünceler paylaştıkça değerli. Daha yeni geldin, zamanımız çok. Sandığın kadar kötü bir yer değil burası. Uzan rahatına bak. Derin soluk al ver.
– Al-al alalala..
– Soluk alamıyorsun biliyorum. Şaka yaptım.
– Sen ne zamandır bububu rarara..
– 35 yıl olacak. Bir ömür değil mi. Bir yanım git bir yanım kal istedi, kararı başkası verdi. Sen neler yaptın 34 yılda?
– İş, güç. Hayat işte. Daha önce tanıştık mı seninle?
– İş güçten bahsetsene bana biraz. Nasıldı memleket? İnsanlar mutlu muydu ben yokken? Yıllarca dinlerim seni. Buradayken her şeyden haberi olamıyor insanın.
– Valla o zaman nasıl bıraktıysan hemen hemen aynı şeyler. Tarih tekerrürrürürü.. tekerrür edip duruyor yani. Aha arkandaki selam verdi. Hoş buldum canım! Sen ne zaman geldin buralara?
– 70 – 80 yıl olmuştur.
– 80? Maşallah çok genç gösteriyorsun. Yeni geldim kafa bul benimle, devam et.
– 50’lerde gelmiş O, boş ver. Ee anlatsana ne iş yaptın, nerelere gittin? Boğaz nasıldı sen gelirken? Moda’da çay içtin mi? Adalar’da atları sevdin mi, Eminönü’nde kuşlara yem attın mı? Sahaflar?.. Başka hangi illere gittin anlatsana bana.
– Valla bir sürü iş yaptım. Hepsi büyük işler. Emsalsiz! Devlet hizmetindeydim, tarih yazdım.
– Onu biliyorum başka?
– Biliyor musun? Daha önce tanıştık mı seninle?
– Hadi anlat ne gibi işler, nereleri gördün anlatsana ne olur. İnsanlar ne konuşuyor, ne müzik dinliyor? Hangi kitapları okuyorlar? Filmleri anlatsana bana!
-Ya çocuk! Sen de amma heyecanlısın ha! Geleli 2 dakika oldu dünyayı istedin. Nedir bu acele anlamadım. Gözüm bir yerden ısırıyor seni ama neyse.. Dediğim gibi devlete büyük hizmetlerim oldu. Bir zamanlar ülkenin en kral adamıydım. Sonra köşeme çekildim. Cennet mekan diyorlardı evime. Zengin ve itibarlı bir adam oldum. Kitap derken elbette biz de okuduk bir kaç kitap da şimdi aklıma gelmiyor isimleri. Ama resimle aram oldukça iyidir netekim. Picasso’yu bilirsin. O’ndan daha güzel resim yaparım. O saydığın yerleri pek hatırlamıyorum ama memleketin hemen her yerinde mülklerim var.
– Var-Dı. The End.
– Dalga mı geçiyon benlen hergele!?
– Yok be.. Senden biraz memleket kokusu geldi de burnuma. Gerçi koku alamıyorum artık ama öyle hissetmek istedi canım. Özlem başka şey. Hele buralara 17 yaşımda geldim ya, 18 demiştin sen. Baksana aradan 34 yıl geçmiş neredeyse. 13 Aralık’ta 34 yıl bitiyor. Yaptığına değdi mi anlatsana ne olur merak ediyorum.
– Ben mi dedim sana 18? Allah Allah ya.. Dur hatırlayacağım seni birazdan.. Adım ne demiştin?
– Erdal. Tanımadın mı gerçekten? Oysa büyümez ölü çocuklar.
—–
34 yıl btiiyor ben buraya geleli. Geldiğime değmiş olmasıdır tek dileğim. Burnuma memleket kokusu geliyor. Gerçi koku alınmıyor burada ama canım öyle olsun çekiyor. Benden sonra gelenlerden alırım haberleri nasıl olsa. Tanıdık da çıkar aralarından bakarsın. Yok illa ki herkes gelecek! Ben zamanından önce geldim kimine göre. Belki de hiç eskimemem için öyle istedi kader.
Eskimedim değil mi? Hatırlıyorsunuz hepiniz. En çok da O!