Artık kırmızı bir bisikletim var. O da benim gibi bir depoda 3 yıl saklı kalmış. Taşınırken yan binadaki komşunun bodrumunda bulduk. Nereden geldiğini bilmiyor. Sorduk soruşturduk kimse bilmiyor. Belki kendi gelmiştir.
Çocukken sahip olduğum tek bisiklet de kırmızıydı. Büyüyüp bana gelmiş gibi oldu.
…
Lastiklerini şişirdim. Tıslaya tıslaya eve geldim. 2 hafta önceydi bu buluşmamız.
Bugün eksiklerini gidermek için kırmızı bisikletime binip bisikletçiye gittim. Ne zaman ilerlemek istesem beni paçamdan çeken bir şey var sanki. Tam bindim gözlüğüm kırıldı. Bantla yapıştırdım. Basım pedala!
Bisikletçiye vardım. Esnaf tanımadığı insana değişik davranıyor. Hemen söyleyeyim, ayrılırken artık tanıyordu. Sıcak bir selamla ayrıldık. İyi de indirim yaptı bana. 30 yıl sonra kavuştuğum kırmızı bisikletime de iyi baktı.
Tamir bitip sokağa çıktım. Kaldırımın kenarında durdum. Hangi yönden gitsem diye düşündüm. Eve giden bir sürü yol var. Geldiğim yoldan geri döndüm. Kırmızı bisikletimle konuşa konuşa geldik. Çok yoruldum yoksa sahile inip birlikte çay içerdik. Gelirken bana çocukluğumu getirmiş. Bir sonraki gezmemizde o anlatır ben dinlerim artık.. geçtiğimiz her sokakta bir anı canlanır.
Çocukken, ekmek arası peynir koyar, matarama su doldurur, alet çantamı kontrol eder, bisikletime biner evden çıkardım. Sabah gider akşam dönerdim. Dinlenmek için belli yerlerim vardı. O zamanlar bisikletimi atım olarak görürdüm. Yalnız bir kovboydum.
Bazen 6 yaşıma kadar yaşadığımız evin oraya, Etiler’e doğru giderdim. Hep ıssızdı oralar, o zamanlar. Biraz daha gidip, Bebek sırtında bir yamaçta, bir erik veya dut ağacı dibinde boğazı seyreder uyurdum.
En son 12 yaşımdaydım bunları yaparken. Sonra hastalandım filan daha bir sürü şey.. artık yapamaz oldum. Üzerime gerilen kol kanat çok güçlü ve gerekliydi. Bir şey artık beni paçamdan çeker olmuştu o andan itibaren.
Ne zaman ilerlemek istesem hep bir şey..
Son 3 yıl.. Hep şu evimizi kurtarma mücadelesiyle geçti. Tam o mesele başladığı günlerde, zaten içimde hep yazmakta olduğum ilk şiirimi insanlarla paylaştım. Sonra hikayeler. Birbiri ardına akmaya başladı. Sizlerle henüz paylaşmadığım bir sürü şey var. Beni 3 yıl maddi manevi sarsan o davaya yazarak, hayal kurarak direndim. Mesele geçenlerde halloldu. Bir ara trajikomik anılarımı anlatırım.
Demin bisikletimle konuşurken fark ettim de bunlara direnebilmemin kaynağı hep o ilk bisikletimle yaptığım yolculuklardı galiba? Ev konusu kapandığında dostum düşmanım sıraya girip, “bu senin sayende çözüldü” dediğinde hayatımın yeni bir dönemi başlıyor sanmıştım.
Oysa aslında hayatımın asıl bölümüne dönüyor olduğumu, kırmızı bisikletime ikinci kez kavuştuğumda anladım.