
Sigara – pardon mozaik almak için evden çıktığımda kapıda onunla karşılaştım. Bir kaç gereksiz dışında herkese yaptığım gibi selam verip, psikolojisi bozuk bakkala gitmek için iki adım attım. Baktım peşimden geliyor. Tanışıyor muyuz dedim cevap vermedi. Ne yalan söyleyeyim oldukça da güzel bir kızdı. Daha önce gördümse de hatırlamıyorum. Tanrım dedim içimden aşık olmadan kaçayım.
Döndüm tekrar yürüdüm, beni takip etmeye devam etti. İzimi kaybettirmek için acemi bir taktikle bakkalı geçtim, biraz daha yürüdüm. Arada dönüp lütfen beni takip etme diyordum ama ne cevap veriyor ne de takibi bırakıyordu. Öylece konuşmadan benimle yürümeye devam etti. Şöyle ne yalan diyim mahallede bir tur attıktan sonra başladığım noktaya geri döndüm. Belki bir derdi vardır, ne bileyim acıkmıştır diye O’na yoldan yiyecek bir şeyler de almıştım.
Evet, acıkmış. İlk defa o an benimle konuştu. Sanırım teşekkür etti. “Mrrr..” Başıyla dizlerime süründü. Sanki bana o mamayı zorla aldırmamış gibi..
Neyse, aynı yolu tekrar gidip psikopat bakkaldan sigara – pardon bir paket mozaik aldım ve geri döndüm. Ama hemen değil! Veterinere uğrayıp, komşu diyemeyeceğim bir caninin sabahtan beri ağlayan köpeğine kemik aldım. Kemikleri verince o da başını ayaklarıma sürüp kendince teşekkür etti. Sanki sabahtan beri ağlamıyor da kendi rızamla gidip almışım gibi.. Bunlar da beni iyice saf bellediler ha..
Nihayet eve geldim, bilgisayarımın başındayım. Az kaldı bunlara da aşık olacaktım, iyi kaçtım dedim kendime. Bir keyif mozaiği tüttürüyorum şimdi. Sanki kendi rızamla yapıyormuşum gibi..