Hesap ettim tam 35 yıl olmuş. Biliyorum seni ihmal ettiğim zamanlar oldu. İyi hissetmiyorum, yorgunum dedim. Seninle daha çok ilgilenmem gerekirdi..
Ama sen de hiç acımadın, hemen arkanı döndün bana. Her seferinde yeniden başlamam gerekti. En duygusal anlarımda, en neşeli anlarımda hep sana geldim. Seninle paylaşmaya geldim! Haksızlık etmeyeyim, her zaman karşılıksız bırakmadın sana sarılışlarımı. Bazen birlikte şarkı bile söyledik iyi kötü. Tamam, sen iyi ben kötü.. Gözlerimiz yaşlandı bazen, yanak yanağa..
Yanına her geldiğimde başka kimse olmasın diye kapıyı pencereyi sımsıkı kapattım. Sesini duymalarından çekindim. Sen buna mı bozuldun yoksa? Hadi canım..
Benim seni duymam yetmez mi? Söylesene benden başka kim ilgilendi seninle? Bak yine.. Tamam o da benim hatam, kimseyi yaklaştırmadım yanına değil mi..
Birbirimizi daha iyi anlamalıydık, buna katılıyorum..
Peki 35 yıldır hiç mi sıkılmadın, hiç mi kabullenemedin benim olmayı? Koskoca 35 yıl.. Bu ne inattır ya.. Taş olsa sıkılır da düzgün bir ses verir..
Tamam. Şimdi seninle bir anlaşma yapalım. Bana son bir şans ver. Sadece 10 dakika! Sonra seni istediğin yere götürür bırakırım. Ama unutma! Seni çok özleyeceğim.
Hadi! Bak, La istiyorum. Bana veda için tek bir La notası versen yeter, 35 yılın hatırına.
Bak! Resmini yaptım senin.
Çok mu geç?
“La” sesini verse ve sen onu bırakmaz isen ?
Belki de bunu düşünüyor ve inatla o La sesini içinde hapsediyor?
Kesin çizdiğin resmi de beğenmişdir..
beğenilmeyecek gibi değil o ayrı..
ama onla ilişkinizi çizmek, resmetmek üzerine değil,
musiki üzerine..
sen yine de kendine ve ona şans vermeye devam et..
geç kalmışlık değil, yeni başlangıçlar olarak dene..
La’yı duyarsan hemen sevinme
“sol” ile birleştirmeyi dene.
becerebilirsen bi kaçtane daha nota eklersin..
ve ezgi artaya çıkıverir..