
AKILLARA DURGuNLUK VEREN TECAVÜZ
20, bilemedin 50 adam bir kadına, saatlerce tecavüz ettiler. Bilemedin günler haftalar sürdü. Hem de öyle bir ettiler ki sormayın! Olur şey değil yani. Korkunç olayın detayları için tıklayın.
KUSURSUZ CİNAYET
Bir berber bir berberi tam 32 yerinden bıçakladı. Önce şöyle yaptı, sonra böyle yavaşça işkence etti. Çabuk ölmemesi için arada tedavi bile etti. Kusursuz cinayetin detayları için tıklayın, apışıp kalın.
ZAVALLI ÇOCUĞA BAKIN NELER YAPTILAR
Kimsesiz fakir, hasta, küçük, masum yüzlü çocuğa bakın ne adilikler yaptılar. Acımadan yapılanların detayları için tıklayın.
BU HABERİ OKUMADAN ÖLMEYİN
Böyle bir haber henüz yazılmadı ama bu gidişle öyle bir merak uyandıracağız ki belki artık kimse ölmeyecek. Dilerseniz şimdi ölebilir veya burayı tıklayarak zırvaları okumaya devam edebilirsiniz.
Buradan sonrası yukarıdakiler gibi değildir!
Voyeurism, hem röntgencilik hem de başkalarının üzüntüsünden zevk duyma anlamına gelmektedir. Dedikodu bunun sözle yapılış biçimidir.
– Filancanın herif evden kaçmış başka kadınla yaşıyormuş – Aaa!! Vah vah.. Bu eylem, hayatı röntgene yatırılmış birinin, görsel imkanlar yetersiz olduğundan, röntgen filminin başkalarına anlatımıdır. Bu anlatım sırasında, görsel etkinin yakalanabilmesi için, anlatım mümkün olduğunca süslenir. Dinleyenlere, olay anı tüm gerçekliğiyle yaşatılmaya çalışılır. Dinleyenler, bahsi geçen olayı sanal olarak yaşadıkları için suçluluk duymadan maceraya katılıp keyif alırlar.
Başkalarının üzüntüsünden zevk alma hastalığı, içinde bulunduğumuz sistemin gücünün bir parçasıdır. Bir kaza olduğunda gidip sonuna dek izlemek, öldürülen canlıların videolarına göz gezdirmek, bir ağaç kesilirken merakla takip etmek bu hastalığın belirtileridir. Acıyı çeken kişi kendisi olmadığı sürece, izleyen kişi bu acıdan hiç bir kazanım çıkaramaz. Ancak fikir çıkarır. Başkasının acısı kendi başına gelene dek bir film gerçekliğinde ve zararsızdır. Kişi giderek kendini dokunulmaz hisseder. Süreç içinde, acılar hakkında bir sürü de fikri olur. Yardım eden yok mu adam ölüyor diye bağırdığınızda, izleyici kitlesinin yardımcı insan kitlesinden fazla oluşu canınızı sıkmasın. Siz o anda bir filmi canlandırıyorsunuz ve izleyicileri eğlendirmek, hüzünlendirmek filan zorundasınızdır.
Duyarsızlık böyle yaratılır.
Ne kadar çok acı paylaşırsanız, acının insanlara yapacağı sürpriz o kadar hafif olur. Acınızın, çok insan tarafından paylaşılabilmesini, yardım edilmesini istiyorsanız olması gereken tek şey, diğer insanların sizin değerlerinize sahip olmasıdır. Örneğin, ağacı seven bir insanın, kilometrelerce öteye gidip bir ağacın kesilmesine karşı durması gibi. O da ağacı seviyordur, sizinl aynı değerleri paylaşıyordur. Diğer yandan, bir insanın vahşice katledilmesi saniye saniye canlı yayınlandığında içinde insan sevgisi olan herkesin ayağa kalkması gerekir. İşte içinde bulunduğumuz sistem, canlı insan infazlarına daha çok yer verdiği için insan kıyımı ağaç kıyımından daha az etki yaratır. Ağaçlar daha az değerli olduğunu söylemiyorum. İnsanlara sistem tarafından verilen değeri vurgulamak istiyorum.
Aslında daha çok ağaç katliamı da izletilebilirdi ancak ağacın dini, dili, ırkı olmadığı için daha çok insan ayağa kalkıyor. İnsan öldürmek daha az riskli.
Gelelim yukarıdaki başlıklara. Başkasının acısından zevk alma hastalığının araçlarından biri dedikodudur. Yukarıdaki manşetler de dedikodu manşetleridir. 2 insan zevk için dedikodu yaparsa dedikodu olarak kalır ancak bu işten maddi çıkar sağlanıyorsa onun adı bambaşkadır. Reyting uğruna, bu tip manşetler atanlar haberci değildir. Bir tecavüzü, bir cinayeti, bir faciayı tüm detayına kadar anlatmanız gereken durumlar olabilir. Ancak bunu bu işten zevk alıyor gibi yapmak veya okuyucu da biraz zevk alsın şeklinde anlatmak iğrençliktir.
İşte bu tip haber yapmaya odaklanıldığında Ebola gibi dehşet bir hastalık hakkında, birbirlerinden gördükleri yazıyı kopyalar ve topluma yanlış haber verirler. Örneği var. Ama hatayı çoktan düzeltmişlerdir. Ne de olsa iyi para kazanıyorlar.
Başkasının acısından zevk alıp almadığınızı anlamak için kendinizi dinleyin. Bu tip haberleri ne kadar detaylı okuyorsunuz? Sizi hangi noktaya kadar çekebiliyorlar? Bir kadının, tek sefer mi yoksa kaç kez tecavüzüe uğradığını önemsiyor musunuz? Bir insanın bıçaklanıp öldürüldüğünde kaç bıçak darbesi aldığı sizin için önemli mi?