Paul Eluard’ın Aragon ile yolu kesişmiş. Biri Gala’yı düşünmüş “Ne söyledimse bulutlar için söyledim” demiş, diğeri Elsa için “Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de..” diye başlamış bir şiirine. “Mutlu aşk yoktur” diye de yazmış on yıllar önce, Da Vinci’nin yüz yıllar önce resmettiği Mona Lisa’sının belli belirsiz gülüşünü izler gibi. Daha bir çok örnek var, hep bir adam çıkmış birine bir şey yazmış.
Benim düşündüğüm şey tüm bunların aslında tek bir kadın için yazılıp yazılmadığı. Öyle benzerlikler var ki hepsinde sanki hepsi tek bir kişiye ithafen yazılmış, sanki hepsi tek bir kişiyi anlatıyor. Belki ondandır.. belki o yüzden zaman zaman yazdıklarımın tekrar gibi geldiğini hissetmem. Ve belki bu yüzdendir her ne kadar değerleri paha biçilemez olsa da artık başkasının yazdıklarını okuyamamam. Belki seni okuyor olmak
Söylesene bana
Sen aslında kaç yaşındasın?
Biliyorum bir kadına bunu sormak çok ayıp bir şey ama
Merakım kişisel değil tamamen insanlık adınadır
Seni düşünmem okuduğum en güzel şiirlerde
İzlerine rastlamam en aşk dolu şarkılarda
Ve en güzel resimlerde sana bakıyor olmam
Bir tesadüf ya da aşkın sarhoşluğundan mı
Yoksa senin zaman boyunca sadece
Seçilmiş azınlığın karşısına çıkmandan mıdır?
Söylesene bana
Sen aslında kaç yaşındasın?
Belli ki sahip olduklarınla
Sen bir insan ya da aşktan fazlasın