Melek yüreğiyle oradan oraya uçuşan Chaplin, var olan en değerli şeyin zaman olduğu kanaatine varır. Çoğu insan, zamanını boş yere harcamaktadır ve bunun farkında değillerdir. Yapabildiği kadar insana ulaşarak, ömürlerinden çalınan zamanı onlara bir şekilde geri vermeyi deneyecektir. O’nun bu uğurda harcayacağı zaman ise asla bir kayıp değildir. Bir tek kişiye bile yardımı dokunsa, bu büyük bir zafer olacaktır.
Böylece, aldığı bu muhteşem kararı paylaşmak üzere, çok sevdiği bir arkadaşına doğru yola çıkar. Düşüncesini O’nunla paylaşarak, başına bir iş gelirse ardında bir insanlık mirası bırakacaktır.
Genç bir erkeğin genç bir kıza bağırdığı bir yerden geçer. Delikanlı kıza “Bana gerizekalı diyemezsin! Alırım aklını!” diye bağırmaktadır. Kız ise inatla sözünden vaz geçmemektedir.
Chaplin düşünür: ” Ne kadar gereksiz ve hiç bir yere varmayacak bir tartışma. Kız sözünü geri alsa ikisi de yoluna gidecek, bir sürü şey yapmak için zamanları olacak!” Ardından “Eşek kadar herif utanmadan kıza nasıl da bağırıyor öyle! Araya girip ağzını patlatsam mı?” diye düşünür. Fakat ne kız ne de delikanlı geri adım atmamaktadırlar.
“Şimdi bir müdahale etsem, kavga çıkacağı kesin. Arada küfür de yerim. Al başına bela. Karakol, hastane.. Ya kız sana ne, ne karışıyorsun derse bana? Bir de küfür işitip, dayak yemesi var. Kıza bak ya.. hala sözünü geri almıyor. Çocuk da iriymiş” diye düşünür.
Şöyle bir çevresindeki insanlara bakar. Herkes kavga edenleri izlemektedir. Kimse şunları ayırayım demez. Hatta önünde kavganın yaşandığı dükkan esnafı işi gücü bırakmış bu saçma sapan ağız dalaşını izlemektedir. “Yahu! Dükkanda işini bırakıp zamanlarını kavga izlemeye harcıyor bu insanlar. Madem müdahale etmeyeceksiniz, gidin işinizi yapın da başka işlere vakit kalsın. İşiniz yok ise kitap okuyun. Düşünün. Yeter ki zamanınızı boşa harcamayın!” demek ister..
Kavga aynı şekilde devam etmektedir. Şiddeti ne azalır ne de artar.
Melek Chaplin saatine bakar. Orada durmasıyla, saatine bakması arasında, tüm bunları düşünmesi sırasında tam 15 saniye geçmiştir! Asla yerine konamayacak koskoca, upuzun 15 saniye! Oysa durmadan devam etse, arkadaşıyla fazladan 15 saniye geçirebilecek olduğunu düşünür. Bir an durur. 16. saniye de bu yüzden boşa gider.
Orada bulunan insanların zamanlarını boşa harcama kararlarına saygı gösterir. Ne de olsa bir yaralı, bir yangın veya susuzluktan ölmek üzere bir kedi yoktur ortada. Yani Chaplin’in tek başına çözebileceği bir durum yoktur. Yetişkin insanların aralarında yarattığı bir eylemdir bütün olan biten. Bu noktaya geldiklerine göre onlara zaten hiçbir faydası olamayacaktır.
17. kayıp saniyede hızla harekete geçer ve arkadaşına doğru tekrar yola koyulur. Kayıp zamanları telafi etmeye başlamadan kendi zamanını çaldırmıştır o insanlara.
Arkadaşıma gitmeliyim! Her geçen saniye O’nunla geçmemiş bir saniye!
Yanına vardığında arkadaşının bir şey aramakta olduğunu görür.
– Ben geldim! Ne arıyorsun?
– Demin kalemimi kaybettim. Kalemimi arıyorum.
– Artık arama! Bende var! Kağıdın yoksa elime yazarsın yazını. Zaman harcama!